Kundak | Konular | Kitaplar

Survivor Nazenin Tokuşoğlu Elendikten Sonra Ropörtajı


Survivor 2013 ünlüler kadrosunda yer alan ve survivorda yarışan ilk gazeteci olma ünvanını elinde bulunduran Nazenin tokuşoğlu survivordan 1 ay sonra elenen ilk ünlü yarışmacı oldu..

Yarışma da ünlüler takımında ırmak atukla kavga ettikten sonra hemcinsleri tarafından da dışlanan nazenin tokuşoğlu ünlülerin ilk kaybettiğ dokunulmazlık oyununda smste gönderilen isimn oldu..peki nazenin tokuşoğlu elendikten sonra survivor ve kendisi hakkında acun.com dan evren doğru ile yaptığı ropörtajda neler anlattı..

"Brad Pitt, Shakira, PSY, Acun Ilıcalı, Cem Yılmaz ve Ferzan Özpetek gibi çok sayıda tanınmış isimle özel röportaj yapan çok deneyimli bir gazeteciyle röportaj yapmak her yönüyle ilginç bir deneyimdi benim için.

Nazenin Tokuşoğlu sözünü eyip bükmeden, tüm açıklığıyla ada yaşamını, mutlulukları ve hayal kırıklıklarını, özel yaşamına dair bilinmeyenleri paylaştı bizimle.

Survivor’da yaşadıklarına geliriz de ben önce biraz seni tanımak istiyorum…

Konyalı bir anne ile İzmirli bir babanın kızı olarak 1976’da Konya’da doğdum. Tam bir geleneksel modern karışımı, Türkiye mozaiği olarak yetiştim. Benden 6 yaş küçük bir erkek kardeşim var.

Modernliğin biraz baba tarafına çekmiş sanırım?

Evet babama aşıktım ama yaşamımda annemin de çok büyük etkisi vardır. Hala bütün duaları ezbere bilirim. Her sene Mevlana’yı ziyarete giderim.

Hayattalar mı?

Babamı 9 yıl önce kaybettim. Savaş pilotuydu babam. Bir uçak yolculuğu sırasında kalp krizi geçirdi. Uçak piste tekerlek koyduktan sonra gözlerini yumdu hayata. O gün hayatımda yaşadığım en acı, en kötü gündü. Şimdi kardeşim Göksenin de onun izinden gitti, pilot oldu. Adını fark ettin umarım…

Seninle gurur duyuyordur eminim…

Anne ve babamın istediği gibi yaşadım. Yaptığım her şeyde onları düşünüyorum.

Peki öğrenim hayatı? Bildiğim kadarıyla gazetecilik mevzunu değilsin…

Orta okul ve liseyi TED Ankara Koleji’nde bitirdim. Gerçek eğitimimi de orada aldığıma inanırım. Daha sonra Mimar Sinan Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama okudum. Aslında gazeteci olmaya o dönem karar vermiştim. Ama gazeteci olmak için ille de gazetecilik okumaya gerek olmadığına inandığım için bölümüme devam ettim. Sonrasında, 1999 yılında Fatih Altaylı’nın yanında Teketek’te işe başladım. Yıllar sonra 2009’da Habertürk gazetesini kuracağı zaman da bana bir teklif getirdi. “Yapabilir miyim?” kaygılarım olmasına rağmen bunları giderdi ve böylece yeniden birlikte çalışmaya başladık. Abim gibi severim kendisini.

Dünyaya bir defa daha gelme şansın olsa yine gazeteci olur musun?

Kesinlikle olurdum. ‘Kelebek Etkisi’ diye bir film var; hayatının, geçmişindeki herhangi bir detayı “o gün otobüse değil de dolmuşa binmek” şeklinde bile değiştirdiğinde şu anki hayatı yaşamıyor olabilirsin. Bu nedenle ben çok geçmişe takılmadan yaşanması gerektiğine inanırım.

Birazdan uzun uzun konuşuruz ama sen özellikle Survivor sonrası pek geçmişe takılmadan yaşamıyorsun gibi geldi bana…

Aslında Survivor’a gitmeden geçmişle yaşayan biri değildim. Ama Survivor sonrası bana yapılanları, tüm bunların milyonlarca insan önünde yaşanmasını bir türlü hazmedemiyorum.

Anladım Survivor’u konuşma zamanımız geldi de geçiyor bile galiba. Nasıl karar verdin katılmaya?

İnan ki hiç aklımda yoktu. Ben Survivor’a son 2 yıldır gazeteci olarak gitmeyi inanılmaz istiyordum. Beni götürmediği için Acun’la küsüp küsmemek arasında kalmıştım. Sonunda geçen yıl adaya götürdü. Dönüşte Acun’la röportaj yaparken “Önümüzdeki yıl için aklında kesin çok bomba bir isim vardır” diye sorduğumda; “Evet, var” dedi. “Paylaşır mısın?” diye sorunca “Tabii sensin” dedi ve ben büyük bir şok yaşadım.

Geçen yıl adaya gittin. Yarışmacılarla menüde sadece Hindistan ceviz olan bir kahvaltı ettin. Ormanın derinliklerinde gezdin. Bütün bunlar yarışma öncesinde hiç korkutmadı mı seni?

Çok korkuttu. Yarışmayı izlerken birçok oyunu yapamayacağımı düşünüyordum. Üstelik bu yıl adada yaşadıklarımı düşününce geçen yıl gördüklerimin hiçbir şey olmadığını anladım. Orayı görmekle yaşamak arasında inanılmaz farklar var.



Peki özellikle sana oyun oynandığını düşündüğün zaman hiç “Ne işim var benim burada?” diye düşünüp pişman olmadın mı?

Hayır hiç olmadım. ‘Ünlüler Adası’nda mesleğimde iyi noktada olmama rağmen en tanınmayanlardan biri bendim. Adım yazılırsa elenme ihtimalim olduğunu hissetmiştim. Bu nedenle son günlerin daha bir tadını çıkardım, yürüyüş yaptım, denize girdim, adanın güzelliklerini yaşadım. Ama unutmamalı ki yaşam bir alfabeye benzer, ister ünlü ol ister ünsüz. Yeter ki karaktersiz olma…

Peki hayal kırıklıkların desem?

En büyük hayal kırıklığım bizim adamızda yaşanan gruplaşma oldu. Çünkü daha önceki yarışmacıları, birbiriyle yıldızı barışmayanları biliyordum ama şimdiye kadar hiç bu kadar ciddi bir gruplaşma görmemiştim. Hayata benim gibi bakan bir kız arkadaşım olmaması, iyi niyetli olmayan birkaç insanla aynı adada olmak en büyük hayal kırıklığım oldu.

Yeniden gitme şansım olsa gönüllüler takımına gitmek isterdim:

Adada en çok üzüldüğün şey neydi?
Normal yaşamımda çok neşeli, hatta aile içinde biraz şımarık sayılabilecek derecede eğlenceli biri olduğum halde Survivor’da bu taraflarımı hiç gösteremedim. Hatta acunn.com’da okuduğum formlarda genelde çok güzel şeyler yazılmış olduğu halde ‘kazulet’ yazan biri olmuş, ona bayağı takıldım. En çok bu yanımı gösteremediğime üzülüyorum.

Yeniden gitme şansın olsa hangi takımda olmak isterdin?

Kesinlikle gönüllüler takımında olmak isterdim. Orada olsaydım olayların nasıl gelişeceğini bilmek imkansız tabii ama kendimi daha bir o adaya ait hissederdim sanırım.

Şu sana oynandığına inandığın oyunlar meselesine gelelim o zaman. Ne zaman anladın bunu?

Adada özellikle kızların yanına gittiğimde yalnızlaştırılmak istendiğimi gördüğüm zaman anladım. 3 kız birlikte tuvalete gidiyor, pek çok ortak noktayı paylaşıyor ve ben yalnızım. Ben asla böyle yapamazdım. Ne olursa olsun yalnızlaştırılan kimse, sorun her ne olursa olsun onun yanında olurdum.

Irmak’ın elini sıkmamasına çok şaşırdın mı?

Çok şaşırdım ama ertesi gün yaşadıklarımı düşündüğümde kendi elini sıkmak istedim. Çünkü ben onun nasıl bir insan olduğunu 3 hafta önce görmüşüm. Belki kendimi tutmam gerektiği halde bu nedenle tutamamışım.

Yarışma sonrası Irmak’la görüşmem:

Senin elini sıkmayacağın birisi olur mu hayatta? Mesela seni aldatan ya da çok şiddetli kavga ettiğin birinin bile elini sıkar mısın?

Ben şunu söylemek isterim; yaşamımda hiç kimseyi aldatmadım ama aldatıldığım zamanlar oldu. Ada hayatımda da benzer bir şey yaşadım. Tüm bunlara rağmen elini sıkmayacağım birisi olamaz.

Yarışma sonrası Irmak’la bile görüşür müsün?

Şöyle ki; ortak bir yaşam alanımız zaten olmadığı için görüşmem ama bana yapılanları affederim. Gazeteci-manken dostluğunu başaramadık deyip geçmek isterim.

Yarışma sonrası özellikle görüşeceklerin?

Doğukan, Ümit, Erhan ve Cengiz’le görüşmeyi çok isterim.

Survivor pek çok değişkeni barındıran, stratejilerin her gün yeniden gözden geçirilmesi gereken bir yarışma. Sen tüm yarışmacılardan daha hakimdin tüm bunlara. Hiç mi stratejin olmadı?

İnan hiç stratejim, planım olmadı. Tek düşündüğüm özellikle kavga ve gerginlikten uzak kalmak, beni yetiştirenlere mahcup olmamaktı ve başardım sanıyorum. Kimsenin dedikodusunu yapmadım, arkasından vurmadım. Benim arkamdan bunların hepsinin yapıldığını bile bile sustum. Bazen susarsın, yenilmiş sanırlar. Ama susan bilir kikonuştuğu zaman kimse kaldıramaz.

Adada ciddi stratejileri olan vardı tabii ki değil mi?

Elbette vardı. Örnek; biz Dağhan’la diğer kızların aksine çok iyi anlaşıyorduk. Bana konsey öncesi geldi ve dedi ki “Ben seni yazacağım. Çünkü sen yalnız kaldın, diğer kızları karşıma neden alayım?” Bu mesela daha çok yarışmada kalabilmek için bir stratejiydi.

Duygu başka bir şey:

Ben olduğu gibi görünenlere çok saygı duyarım…

Ben de. Mevlana felsefesi işte! Bir insan ahlaksızsa bile bunu kimseye kendini şirin göstermeye çalışmadan, yanardöner olmadan ortaya koyuyorsa bende öyle insana çok saygı duyarım.

İstesen sende daha stratejik olup adada daha fazla kalamaz mıydın?

Kesinlikle kalırdım. Duygu ile birlikte adada son kalan 2 kızdan biri bile olurdum ama mutlaka bayrağı Duygu’ya teslim ederdim. Çünkü o başka bir şey.

Nasıl buluyorsun Duygu’yu?

Bir kere çok zeki. Survivor’a yarışmaya gelmiş. Her şeyi planları doğrultusunda yapıyor. Son 3 arasında olacağını düşünüyorum ama bir an önce de dönmesini istiyorum. Çünkü onunla röportaj yapmak için ölüyorum.

Beni atlatman gerek o halde. Benim de onunla röportaj yapmak gibi bir planım var.

(Gülüşmeler) Bak o konuda seninle mücadele ederim işte. Artık gazeteciliğe döndüm. Mesleğim için gerekirse havaalanında bile yatabilirim.

Yarışmada kalmayı çok istiyordum:

Hırslı mısın?

Günlük hayatımda değilim ama meslek yaşamımda çok hırslıyım.

Yarışmadan erken ayrılmak ciddi derecede üzmüş seni…

Evet üzüldüm. Orada kalmayı çok istiyordum.

Nasıl başa çıkacaksın bununla?

“Kötü bir şey yaşadığında gözlerini kapat, güzel bir şey düşün” demişti bir yaşam koçu arkadaşım. Ben de öyle yapıyorum. Adada yaşadığım güzel olayları hatırlıyorum.

Adada neler yaşandığını merak ediyor musun?

Çok merak ediyorum. Hatta şu anda seninle sohbet ederken bile aklımın yarısı orada. Bugün oyun vardı mesela ne oldu? Kim kazandı?

Seni hayal kırıklığına uğratan bir takımın oldu ama…

Evet, hayal kırıklığına uğradım ama takım bazında değil. Oradaki zor şartları bilen bir gazeteci olarak her şeyi merak ediyorum.

Yarışma sırasında Türkiye’de en çok neyi merak ettin?

2013’ün ilk aylarında çok değerli insanlar ayrıldı aramızdan. Mehmet Ali Birand, Ferdi Özbeğen, Müslüm Gürses hepimizin deprem dedesi Ahmet Mete Işıkara... En çok başka ölümler olup olmadığını merak ettim. Ben adada her şeyden habersizken felaketler olursa diye kaygı duydum. Gazete manşetlerini çok merak ettim.

Ada yaşamı, en çok merak edilen konulardan biri. Örnek; tuvalet. Ben biliyorum ama nasıl oluyor?

Her şey doğal ortamında oluyor. Bu zor bir durum. Taşlarla kapatıyoruz. Tuvalet sonrası hemen denize koşuyoruz.

Özellikle kadınların güzellik kaygıları olmuyor mu?

Benim yoktu.

En çok neyi özledin?

En çok arkadaşlarımı, annemin yaptığı yoğurtlu biber dolmasını, Konya’nın etli ekmeğini özledim.

Peki yarışmadan elendin. Doğal olarak çok açtın ve üzgündün. İlk ne yedin?

İlk olarak kuru fasulye yedim. Bir taraftan ağlıyorum, diğer taraftan yemek yiyorum. İlginç bir durumdu.

Yarışma sonrası seni en çok üzen tepki neydi?

Beni tanıyanlar neden kendimi yeterince savunmadığımı, olayları yeterince anlatmadığımı sorguluyorlar. Ama bu benim yaradılışımda var. Bir kere söylerim, sonra yürür giderim. Bunu insanlara anlatamıyorum. Bu tepkiler biraz üzdü beni.

Gazetedeki tepkiler nasıldı?

(Gülüşmeler) “O nasıl koşuştu, nasıl elendin ilk hafta ama, zenci gibi yanmışsın” vb. Biraz dalga geçme durumu var yani.

Fatih Altaylı elenmenle ilgili ne dedi?

Bizim gazetede Fatih Altaylı’nın (Günün kazananı ve kaybedeni) köşesi var. Orada “Bizim Nazenin kaybetti ama iş arkadaşları kazandı” yazmış. Bu çok onurlandırdı beni. Ama yüz yüze olduğumuzda güzel dalga geçiyor benimle.

Peki sen bir gazeteci olarak yarışma sonrası ne sorardın kendine?

“Kazansaydın parayı ne yapardın?” diye sorardım.

E soralım bari?

Yaşamında hiç iki haneli parası olmayan birisi olarak, tüm sevdiklerimi tatile götürmek isterdim. Birazını kenara koyar, kalanıyla Mehmetçik Vakfı’na bağış yapardım.

Gelecek planlarını konuşalım biraz da…

Mesleğimin en güzel zamanlarındayım. Devam ediyorum zaten. 5 yıl sevdikleriyle Pazar kahvaltısı yapmamış birisi olarak biraz daha rahat çalışmak isterim. Çocuk isterim mesela.

Ooo sevgilin var mı peki?

Hayır. Çok fazla sevgilisi olan biri değilim ben. Yani sevgilim olmadan mutlu mesut yaşayabiliyorum. En son 2012 Aralık ayında uzun zamandır sevgilim olmadığını fark ettim. Annem deliriyor bu duruma tabii.

Son olarak Survivor ne kattı yaşamına?

Survivor hayatımda yaşayabileceğim en büyük deneyimdi. ‘Açlık Oyunları’ filminin gerçek olduğunu gördüm orada. Hatta o kadar ki abarttığım düşünülebilir ama kurallarda; “Kazanmak için arkadaşının vücudundan herhangi bir parçayı yiyebilirsiniz” dense onu bile yapacak insanların olduğunu gördüm. Bu güne kadar gördüklerimin daha hiçbir şey olduğunu gördüm. Ama veda konuşmamda dediğim gibi “finale yürümek değil doğru yürümektir önemli olan”… Şu an bir sürü gazetecilik bölümü öğrencisinin tezi, rol modeliyim. Bundan büyük zenginlik olur mu hayatta?