Kundak | Konular | Kitaplar

İlker Aksum 20 Dakika Özel Röportaj


Star ekranlarında yılbaşının ilk günü yayına giren 20 dakika dizisinin başrol oyuncusu İlker Aksum yeni dizisi ve hayatı hakkında sorulan soruları yanıtladı...Popüler anlamda tanınması 'Yabancı Damat' dizisinde oldu. Şimdi ise '20 Dakika'da hayatı 20 dakikada altüst olan, hiç bilmediği halde karanlık yollara girip adaletini kendi arayan öğretmen Ali Halaskar'a hayat veriyor. İşte anlattıkları...

Benim için oyunculuk sıralamanız şöyle; “Küçük Kıyamet”, “Kara Yılan”, “Güz Sancısı”, “1996 Sır Dosyası.” Yani kötüyü oynadıklarınız, sevimliler daha sonra geliyor. Uç rollerde oynuyorsunuz. Nedir derdiniz?

- “Farklı rolleri oynamayı seviyoruz” der bütün aktörler ama aslında oynadıkları hep aynıdır, farklılığı başaramazlar. Çünkü doğallıkla gerçekliği karıştırıyor Türkiye’deki ve dünyadaki oyuncular. İkisi farklıdır, doğal olmanız gerçek olmanız anlamına gelmez. Ama esas olan gerçek olabilmenizdir. Büyük laflar ediyor gibi duruyor olsam da beni bu yolda ilerleten Taylan Biraderler’e teşekkür borçluyum. Çünkü onlar benim dramayı kıvırabileceğime inanmıştı. Beni kışkırttılar! Mesela “Yabancı Damat”ta Gaziantepli içgüveysi, pısırık, mazlum Ruşen’dim. Sonra Kara Yılan’da bu sefer Gaziantep’i işgal eden Fransız yüzbaşısını oynuyordum. İki rol de üstüme yapışmadı.

Ama rollerinizle tanınıyorsunuz, her seferinde yeniden keşfedilme nedeniniz de bu.

- Seyirci için her zaman yeniyim orası kesin. 12 yıldır ben bu işin içindeyim. Beni sürekli görüyorlar fakat her yaptığım yeni işte yeniden keşfediliyorum. Herkes “kimmiş bu ya” diyor.

Aslında yeni diziniz “20 Dakika” bu iyi-kötü arasındaki metamorfozu aynı kişide göstermeyi deneyeceğiniz bir yapım. Nasıl gidiyor çalışmalar?

- Bulmacalı bir film bu, kolay anlaşılır değil, sürekli geri dönüşler var, ipuçları dönüyor. Merakı koruyan bir dizi olacak. Dizideki Ali Halaskar kendi halinde bir öğretmen. Oldukça naif ve sıradan. Ama bir anda karanlık dünyaya kayıyor. Biliyorum ki her insanın içinde kötülük ve cehennem var. Hayat koşullarıyla ya çıkıyor ya da çıkmıyor. İşte o yüzden bu role yüreğim kalkıyor, öncekilerden farklı bir heyecan beni sarıyor.

Hepimizde bir Dr Jekyll & Mr Hyde durumu var. Böyle bir ülkede de karanlığa adım atmak an meselesi?

- Ölüm ve ağır kayıplar yaşayıp, bir de haksızlık karşısında adalet yerini bulmazsa kimin ne yapacağını öngöremezsiniz. Adaletin olmadığı yerde kişi kendi adaletini arar, yaratır, uygular. Özellikle de kendi halinde dünyasında mutlu insanların hayatlarını mahvederseniz sonuçlar hiç beklemediğiniz gibi olabilir.

Dizi bir yandan da “adalet” mesajı veriyor yani?

- Elbette, bu bilinçli bir tercih. Adaletin nerede başlayıp nerede bittiğini anlatacağız, tartışacağız. İzleyici de bunu tartışacak. Korktuklarımız bize çok şey kaybettiriyor, bazen gerçeği anlatmak için farklı yollar da seçmek gerekebilir.

Röportaj: Ali Deniz Uslu (Cumhuriyet)